Kayahan Vefatının 10. Yılında Şarkılarıyla Anıldı…

Müziğimize unutulmaz eserler kazandıran Kayahan’ın vefatının 10. yılına özel kızı Beste Açar’in öncülüğünde, ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen “Kayahan 10. Yıl Anma Konseri”, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleşti.

 

10 ölüm yıldönümünde gerçekleşen bu özel konserde, Kayahan’ın kızı Beste Açar, Oğuzhan Koç, Murat Dalkılıç, Ferhat Göçer, Elif Buse Doğan, Mehmet Erdem, Yonca Lodi, Gökhan Tepe, Keremcem, Erdinç Erişmiş, Yılmaz Taner, Cengiz İmren, Pınar Çubukçu, Cem Belevi Kayahan’ın unutulmaz eserlerini yorumladı.

Efsane besteci ve yorumcu Kayahan’ın ‘En Güzel Beste’m’ dediği büyük kızı Beste Açar, babasının bestelerini de seslendirdi. En büyük hayalinin babası için böyle bir anma konseri gerçekleştirmek olduğunu söyleyen Beste Açar, bu hayalini gerçekleştirmek için destek olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

KAYAHAN’IN HAYATINI ANLATAN KISA BELGESEL GECEDE İZLEYİCİYLE BULUŞTU

Usta sanatçının hayatına dair görüntüler, arşiv kayıtları ve dostlarının anlatımlarıyla hazırlanan kısa belgesel, gecede izleyiciyle buluştu. Kayahan’ın müziğe duyduğu derin bağlılık, ekranlara yansıyan karelerde bir kez daha gözler önüne serildi.

BESTE AÇAR, “E BEBEĞİM E” ŞARKISININ HİKÂYESİNİ ANLATIRKEN DUYGUSAL ANLAR YAŞADI!

Usta sanatçı Kayahan Açar’ın kızı Beste Açar, anma gecesinde babasının kendisi için yazdığı “E Bebeğim E” adlı şarkının hikâyesini anlattı. “Bu şarkı, bir bayram sabahı, benim uykumda olduğum anlarda yazılmış. Babam, kırmızı pabuçlarımla uyurken bana  bakarak kalemini eline almış ve içinden geçenleri notalara dökmüş. Babam bu şarkısının tüm şarkılarının içinde sözü ve bestesi aynı anda yapılan tek eseri olduğunu söylerdi. Bu sözleri, ‘Kırmızı pabuçları / Duruyor başucunda / Başı düşmüş yastığa / Uyuyor mışıl mışıl…’ dinledikçe gözlerim doluyor,” dedi.

“YOLU SEVGİDEN GEÇEN HERKESLE BİR GÜN BİR YERDE BULUŞURUZ…”

Kayahan, “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz…” sözleriyle hayatını özetlemişti. Türk pop müziğinin yalnızca sesi değil; aynı zamanda duygusu, vicdanı ve hafızasıydı. Vefatının üzerinden yıllar geçse de, eserleri hâlâ dillerde ve gönüllerde yaşamaya devam ediyor.